Musa Has


Anlama Kabiliyetimiz Ne Durumda?

Aslında doğru tektir. Sadece bakış açısı ve olayları kendi ideolojik perspektifimizden değerlendirme vardır. Gerçek doğruyu bulmak için iki noktaya dikkat etmek gerekir. Birisi kanıtlanmış ve ispatlanmış bilimsel doğrular diğeri vahyi semavi gerçekleridir. Diğerleri ise sadece felsefedir. Felsefenin ise iki yönü vardır. Biri müsbet diğeri ise menfi yöndür.


Anlama Kabiliyetimiz Ne Durumda?

Aslında doğru tektir. Sadece bakış açısı ve olayları kendi ideolojik perspektifimizden değerlendirme vardır. Gerçek doğruyu bulmak için iki noktaya dikkat etmek gerekir. Birisi kanıtlanmış ve ispatlanmış bilimsel doğrular diğeri vahyi semavi gerçekleridir. Diğerleri ise sadece felsefedir. Felsefenin ise iki yönü vardır. Biri müsbet diğeri ise menfi yöndür.

Evet günümüzde, bilimsel gerçekler ve vahiy dışında en çok rağbet edilen ise felsefedir. Bu yüzden de toplumsal uzlaşma mümkün olamamaktadır. Düşüncelerin felsefeden öteye geçmediği, şahsi düşüncelerin hep ön planda tutulduğu aşikardır. Bir meselede binlerce görüş ortaya koyulmaktadır. Halbuki o meselenin bir doğru ortak noktası vardır.

Meselelere yaklaşım ideolojik ve felsefi olduğu için görüş birliği mümkün olamamaktadır. Mesala zulüm, herkesçe kötü kabul edilir. Lakin kime yapıldığına gelince, iş başkalaşır ve herkes olaya kendi ideolojik ve felsefesi yönünden bakar. Olaya bir de ırkçılığı eklediğinizde ise iş çıkılmaz bir boyuta ulaşır.

Son günlerde gümdemdeki mevzu bahis olaylardan olan ‘Terörsüz Türkiye’ tartışmaları, toplumu neredeyse üçe dörde bölmüş durumdadır. Olaylara eğer bilimsel veya vahiy penceresinden yaklaşılmazsa, asla doğru tesbit edilemez. Bir kimse haksız yere öldürülüyorsa, bu bir zulümdür. Bu zulme kim razı ise o zulmü işlemiş gibi mesuliyete girer. Adam öldürmenin meşru olabilmesi için meşru bir sebebe dayanması gerekir. Yoksa bu kesin bir zulüm ve katildir.

İşte olaylara bilimsel ve vahiy penceresinden bakmaz, olaya felsefi ve ırkçılık üzerinden bakarsak doğru bir hükme varamayız. Bu nedenle bilimsel gerçekler, vahiy ve hayat tecrübesinin önemi büyüktür.