Akıl Sustu, Fikir Sustu ve Vicdan Sustu
Öyle bir hale geldik ki, açık seçik olarak karaya ak, aka kara diyoruz. Çünkü akıl tamamen iflas etmiş ve vicdan denen terazi ise tamamen bozulmuştur. Gerçekleri yalan ve yalanları gerçek görmeyi bilerek tercih eder hale gelmişiz.
Tarafgirlik hastalığı o kadar kronik hale gelmiş ki, bizi, hakkı batıl ve batılı hak iddia edecek hale getirmiş, kendi tarafındaki arsız, hırsız ve karaktersizi, dünyanın en dürüst ve en iyi adamı görürken, karşı taraftaki gerçekten namuslu ve dürüst kimseleri de arsız, hırsız ve karaktersiz görür hale getirmiştir.
Günümüzde olaylara bakış tamamen ters yüz olmuştur. Olayları değerlendirmedeki düşünce yapımız şu gelmiş ki: Alenen suç işleyenler, bilerek ve isteyerek masum gösterilemeye çalışılıyor, suçlular değil, suçluyu tespit edenler suçlanır hale gelmiştir.
Gammazlık, ispiyonluk ve menfaat çatışmasının gün yüzüne çıkması ise, ahlaken büyük bir çöküntü içerisinde olduğumuzu alenen göstermektedir. Haksız menfaati bölüşemeyenler, birbirlerini gambazlamakta beis göremüyor ve bu durum ise millet zihninde, ‘vah vah ne duruma düşmüşüz’ tedirginliğini meydana getirmiştir.
Gözler o kadar kör ve akıllar o kadar baştan çıkmış ki, doğru ile eğriyi ayırt etme kabiliyeti, çoğu insanda maalesef kalmamıştır. Günümüzde insanların çeşitli iletişim vasıtaları ile yanlış algı ve yönlendirilmesi ile insanların kahir ekseriyetinin de avam olması nedeniyle, bilgili gördükleri insanlara hüsnü zan besleyip onların tesiri ile yanlış yönlendirilmesi ile hareket etmesi ve ona göre davranması, istikametli bir davranış sergilemelerini mümkün göstermiyor.
Bugün ise geldiğimiz nokta şu ki: Cemiyet olarak neredeyse topyekun iflas ettiğimizin bir alemetini hep beraber yaşıyoruz. Sanki herkes birbirine ‘sende hırsızsın, benim hırsız olmama müdahale edemezsin!’ Der hale geldik. Artık Çalmak çırpmak toplumda yadırganmaz bir hale geldi desek mübalağa etmiş olmayız. Ne yazık ki herkes kendi hırsızsını korur ve müdafaa eder olmuştur.