10239,29%-1,27
41,94% 0,26
49,15% 0,24
5877,49% 0,94
9693,42% 0,00
ÜTED'DEN KAMUOYUNA AÇIKLAMA
Beyaz Baston: Görmeyenlerin Gözüdür, Toplumun Vicdanıdır Bugün, 15 Ekim Dünya Beyaz Baston Görme Engelliler Güvenlik Günü. Bu gün kutlama değil, bir farkındalık haykırışıdır. Çünkü elimizde tuttuğumuz o beyaz baston, sadece bir nesne değil; bizim gözümüz, yönümüz, bağımsızlığımız ve onurumuzdur. Biz o bastonla sadece yürümüyoruz; karanlığa inat, hayata tutunuyoruz. Ancak gelin görün ki, hayat bizden çok şey beklerken, toplumun bir kısmı hâlâ bizden “sabretmemizi” bekliyor.
Artık sabır değil, saygı ve duyarlılık zamanı. 
1. Beyaz Bastonun Anlamı: Göz Olmayanın Gözü, Umutsuzun Umudu Beyaz baston, görmeyen bir birey için sadece yön bulma aracı değil, özgürlüğün simgesidir. Onun her vuruşunda, “Ben de varım!” diyen bir yürek sesi vardır.
Toplumun bir kesimi bu bastonu acziyetin değil, gücün sembolü olarak görmelidir.
Çünkü biz bastonumuzla yürürken sizlerin gözlerine güvenmiyoruz; vicdanlarınıza güveniyoruz. Beyaz bastonla yürüyen biriyle karşılaştığınızda, sadece “yardım edeyim mi?” demeniz bile bizim için bir ışık gibidir.
Kendinizi tanıtın, samimiyetle sorun, onun yönüne rehber olun.
Biz kolunuza değil, insanlığınıza tutunmak istiyoruz.
2. Yollar ve Kaldırımlar: Yürümek Değil, Yaşamak Mücadelemiz Bugün şehirlerimizde kaldırımda yürümek, bizler için bir cesaret işidir. Çukurlar, zincirler, dubalar, mantarlar, kaldırımı işgal eden eşyalar ve park edilmiş araçlar…
Bir görme engelli için bunların her biri bir kaza değil, potansiyel ölüm tuzağıdır. Oysa bu sorunları çözmek, ne imkânsız ne de pahalıdır.
Biraz duyarlılık, biraz planlama, biraz vicdan…
Bu şehirlerde herkes kadar bizim de yaşama hakkımız var.
Unutmayın, erişilebilir şehir, medeni şehirdir. Kaldırımlar herkese aitse, biz de o herkesin içindeyiz.
Biz kaldırımlarda yürümek değil, yaşamak istiyoruz. 
3. Sürücülere Çağrı: Direksiyonun Arkasındaki Vicdan Yola beyaz bastonlu bir birey indiğinde, orada bir hayat var demektir.
Bir saniye erken geçmek uğruna, bir bastonun arkasındaki hayatı söndürmeyin.
Yasa diyor ki; öncelik beyaz bastonlu yayaya aittir. Ama biz kanun maddesinden değil, vicdan maddesinden söz ediyoruz.
Aracınızın camından değil, yüreğinizin içinden bakın o insana.
Fren pedalına değil, insanlık duygunuza basın.
Bir bastonun ucunda, belki de sizin kadar umut, sevgi ve yaşam arzusu taşıyan bir kalp var.
Bir gün gözleriniz kapansa, o bastonu siz tutmak zorunda kalsanız, o an anlayacaksınız. 
4. Toplu Taşıma ve Anons Sistemleri: Sessizliğin İçinde Kayboluyoruz Bugün birçok şehirde belediye ve halk otobüslerinde, metrolarda sesli anons sistemleri hâlâ çalışmıyor.
Bir durak önceden inemiyoruz, bir durak sonrasında kayboluyoruz.
Defalarca dile getirdik, sözler verildi, ama icraat gelmedi.
Oysa bu sadece bir teknik detay değil; bizim bağımsız yaşam hakkımızın bir parçasıdır.
Bir düğmeye basmak, bir sistemi aktif hale getirmek kadar basit olan bu düzen, birçok engelli bireyin hayatını kolaylaştıracak.
Bu kadar kolay bir şeyi yapmakta bile gecikiyorsak, ortada teknik değil, vicdan sorunu vardır.
Biz teknoloji değil, empati eksikliğinden mağduruz.
5. Sarı Çizgiler: Yol Değil, Tuzağa Dönüşen Hatlar Sarı takip çizgileri bizler için yol rehberidir.
Ama bugün çoğu yerde bu çizgiler, plastik malzemelerle aceleyle yapıştırılıyor.
Sıcakta kalkıyor, soğukta donuyor, yağmurda kayıyor.
Bu da bizi düşürüp yaralıyor.
Bir hizmet, doğru yapılmadığında hizmet olmaktan çıkar, tehlikeye dönüşür. Oysa evrensel standartlar bellidir, çözüm ortadadır.
Bu çizgiler doğru malzeme ile, doğru ellerle, doğru yerlerde yapılmalıdır.
Kaynak israfı değil, vicdan yatırımı yapılmalıdır.
Biz hizmet değil, hakkımız olanı istiyoruz. 
6. Vatandaş ve Esnaf: Duyarlılığın Başladığı Yer Bir aracın kaldırımı işgal etmesi, bir tezgâhın sarı çizgiyi kapatması sadece bir kural ihlali değil; bir hayatın önüne çekilmiş duvardır. Biz bastonumuzla o duvara her vurduğumuzda, kalbimize bir sızı düşüyor.
Oysa yapılması gereken çok basit:
Biraz dikkat, biraz empati, biraz farkındalık… Hiçbirimiz bir gün beyaz baston kullanmayacağımızın garantisini veremeyiz.
O yüzden bugün bastonun yolunu açarsak, yarın vicdanımızın yolunu açarız. 
7. Yasa Çağrısı: Beyaz Baston Yasası Artık Kaçınılmazdır Birçok çağdaş ülkede “Beyaz Baston Yasası” vardır.
O yasa, bastonun sadece bir sembol değil, bir hak aracı olduğunu tanımlar.
Ülkemizde de artık bu yasanın çıkarılması bir tercih değil, zorunluluktur. Bu yasa, bastonun standartlarını belirlemeli, kullanım alanlarını düzenlemeli, ihlallere yaptırımlar getirmelidir.
Yasa; vicdanın, adaletin ve eşitliğin sesi olmalıdır.
TBMM’ye, siyasetçilere, yerel yöneticilere sesleniyorum:
Bu çağrı bir dilek değil, insanlık borcudur. 
8. Son Söz: Beyaz Bastonun Yoluna Taş Koymayın Biz görme engelliler, bu toplumun sessiz kahramanlarıyız.
Karanlığın içinde ışığı kendimiz buluyoruz.
Ama bir toplum, engellisini görmezden geliyorsa, o toplumun kendisi kördür.
Beyaz bastona yol açmak, insanlığa yol açmaktır.
Bugün bizim elimizdeki baston, yarın sizin umudunuz olabilir.
Unutmayın, beyaz bastona saygı, insana saygıdır. Görmeyen gözler değil, duymayan kalpler engeldir.
ÜTED Ümraniye Tüm Engelliler Derneği