10642,6%-0,43
40,55% -0,48
47,66% -0,50
4354,34% -1,33
6999,67% -0,32
“İslamcılık ve Osmanlıcılıkla üç kıtaya hükmeden Osmanlı’yı kaybettik. Türkçülükle ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak küllerimizden yeniden doğduk. “Siyasal İslamcılık” ve “Türkiyelilik”le Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye ettirmemeliyiz. “Türk” yerine “Türkiyeli” demek, Türkiye’yi Türksüzleştirmektir.” Diyen Sabri Şenel,
"Siyasette iktidar ve muhalefet, demokrasiyle millet iradesine dayanarak yerel ve genel geçici yetki alır; bu yetki ebedi değildir. Seçilenler fani, demokrasi, hukuk ve millet iradesi kalıcıdır. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Özel istisnalar dışında hiçbir karar milletten kaçırılamaz.
İmparatorluk ve “kula kulluk” dönemi sona ermiştir. Cumhuriyet değerleri; demokratik kurallar, hukuk, tüm kurum ve kurallarıyla işletilmelidir. İlk emri “Oku” olan bir dinin mensupları layıkıyla okusaydı; belki bugün kahraman bildiklerimiz hain, hain bildiklerimiz kahraman olurdu. Hüküm; tarihin, ahiretin ve gelecek kuşaklarınındır. Ne kadar iki yüzlü, mankurt olmuş varsa çok yazıktır!
“Türk milliyetçiliği”, “Atatürk”, “bağımsızlık”, “milli görüş”, “sosyal demokratlık” diye mangalda kül bırakmayanlardan çıt çıkmıyor; dilinizi mi yuttunuz?
PKK silah teslime giderken öne çıkan Bese Hozat, Dersim İsyanı’nın lideri Seyit Rıza’nın eşidir. Onlar Kürdistan isyanında asker katlederken, Kastamonulu Şerife Bacı, kundaktaki bebeğiyle cepheye mermi taşımıştır. Tuncelili Diyap Ağalar ise Atatürk’ün yanında Kurtuluş Savaşı’na katılmıştır. Şeyh Sait’in, Seyit Rıza’nın torunları kukla Kürdistan için isyan ettikçe, yeni Diyap Ağalar ve Şerife Bacıların torunları devletin, vatanın ve milletin birliğini savunmaya devam edecektir.
Osmanlı döneminde askere gönderilen her 10 kişiden 7–8’i şehit oluyor; köylere 2–3 kişi dönüyordu. Sekiz yıllık askerlikten sonra geriye ya kör, ya topal ya da kolsuz dönenler vardı. Balkan Savaşı’ndan dönen Giresunlu Topal Osman’ın, Gümüşhane Yayladereli Kör Salih Çetesi vardı. O gün, körümüz, topalımız, sakatımız ayağa kalktı; Atatürk öncülüğünde Türk’ün namusunu, bayrağını, devletini, vatanını, milletini kurtardı. Bunu idrak edemeyenler ya cahil ya da Bizans‑Yunan torunudur. Kuşatma yarılacak; Türk devleti, milleti ve vatanı ebedi var olacaktır. Kurtuluş Savaşı’nda “kuyruk acılı”lara rövanşı vermeyeceğiz.
Devlet; adalet, liyakat, akıl, bilim, hukuk ve demokrasiyle yönetilir. Aksi; çağdışılık, ilkel düzen ve akıl dışılıktır. ABD, AB, İsrail Irak, Libya ve Suriye’ye çöktü; sığınmacı Türkiye’ye yeni ortak olarak geldi. Yarın Afrika’ya çöker; Afrikalı gelir; Afgan gelir; “Müslüman kardeşimiz” der, ortak yaparlar. Hayır! Filistin direniyor; asla Filistin’i terk etmemelidir.
Güneydoğu Anadolu bölgesinden bir Kürt kardeşimizden acı itiraf geldi: “PKK kurulduğundan bu yana en büyük kazanımını elde etti.” İnsanı PKK safına itenlere yazıklar olsun.
Cumhuriyetle birlikte “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek zaten eşit vatandaş olduk. Yeniden birlikten kast; Türk’ü devletten, milletten tasfiye etmektir. ABD‑AB‑İsrail üçlüsü ülkeleri bombalayıp petrole, doğalgaza, suya, toprağa çöksün; milyonlarca sığınmacıyı Türkiye’ye göndersin. “Alın, Arap-Kürt-Türk ortaklığı kurun.” Suriye, Irak, Filistin, Lübnan toprakları işgalcilere kalsın. “Ensar-muhacir” diyerek yeni ortaklar getirilsin. Toprak satışı yetmedi; ülkenin Türk’e ait tapusuna, milli kimliğine yeni ortaklar ihdas ediliyor. Bu nedir, nasıl bir tezgâh?
Kurtuluş Savaşı; tüm etnik, inanç, mezhep kışkırtmalarına karşı bir varoluş destanıdır. Artık son kale Türk’tür. “Arap-Kürt-Afgan-Afrikalı ortak” tuzağına Türk milleti asla düşmeyecektir. Her insanımız baş tacıdır; ama Türk’tür, devlettir, vatandır, Türkçedir. Mossad‑CIA projesine teslim olmayacağız. Bunu deneyecek olanlar avuçlarını yalar. Aklınızı başınıza toplayın.
Uzun yıllardır Lozan’a atılan iftiraları dinledik; bugün altında Sevr’ci, mandacı, müstemlekeci, Kürdistancı, PKK ve bileşenleri çıktı. PKK‑DEM, Sevr’i savunup Atatürk’e, Lozan’a meydan okurken sesi çıkmayanlar… Siz nesiniz?
“Sessiz Türkiye” öne sürülürken; Türk milli devletinin üniter yapısı, Türkçenin tek dil olmaktan çıkarılması mı amaçlanıyor? Hâlâ abuk subuk tehditlerle işi oldu‑bittiye getirmeye çalışanlar suçüstü oldu. Helal süt emmiş hiçbir millet evladı, Türk’ün, Türkçenin, Türkiye’nin, Atatürk’ün, Cumhuriyet’in tasfiyesine izin vermeyecektir. Bu yol çıkmaz sokaktır; maskeler iniyor. İktidar rehavete kapılsa da unutsun ki millet ebedidir, güç geçicidir.
ABD, Irak’ı işgal ettiğinde askerlerinin sağ salim dönmesi için dua edenler…
Irak Ebu Gurep cezaevinden mektup yazan Nur isimli kadın: “Karnımda Conilerin piçini taşıyorum, beni öldürün” diye feryat etti; buna kulak tıkandı. NATO uçakları Libya’yı bombalarken “NATO’nun ne işi var Libya’da?” dediler; ama ardından İzmir’den kalkan uçaklar Libya’ya bombalamaya devam etti.
BOP Fas’tan Endonezya’ya kadar zulüm yapanlara, kimin neresinde ümmet anlayışı var? ABD Ankara Konsolosu “Yeni Osmanlı modeli, ümmetimi getirdi mi?” diye sordu.
ABD‑AB‑İsrail İslam’a ihtiyacımız yok; bize Kur’an ve Allah’ın peygamberi yeter. Müslümanlığımızın sınırını, mazlum Müslümanların kanı ve gözyaşı olan zalimler belirleyemez. “Allah nurunu tamamlayacaktır, zalimler istemese de.” (Saff 8)
Osmanlı’da okuma yazma oranı %3’tü. Türkiye Cumhuriyeti ile Türkçe dil bayrağı sayesinde bu oran %95’e yaklaştı. Türkçe; sevincimiz, kederimiz, hayatımızı paylaştığımız dildir. Türk tek millet, tek dildir. 85 milyonluk birlik, ABD‑AB‑İsrail ve BOP’un hedefindedir. Buna alet olanlar utansın.
Terörle mücadeleye trilyonlar harcayan Türkiye, şimdi etnik dil öğrenme fantazisine başka trilyonlar harcayacak. Dünyada böyle bir ülke var mı?
Yıllarca süren İran‑Irak savaşı, Türk’ü Türke kırdırmadı mı? ABD‑AB‑İsrail üçgeniyle İran‑Türkiye mezhep savaşı çıkarıldı, Türk’ü Türke kırdırdılar. Türk milleti, tüm insanıyla bu sorunu çözdü. 1.400 yıllık mezhep ve etnik ayrılık virüsünü topluma taşıyanlardan yönetici olmaz.
Bir ailede bireyler, karşılıklı olarak itiraz etmezse o aile ayakta kalabilir mi? Bu, her sosyal ve siyasal organizasyon için geçerlidir. İnsanın olduğu her yerde düşünme, akletme, eleştiri vardır. Eleştirinin olmadığı yerde çöküş, yok oluş ve batış kaçınılmazdır.
ABD Ankara Konsolosu, “İsrail için bölgede milli devletler bir tehdit; yıkılmalı” diyor. Bu, Türkiye’ye işaret ediyor. Etnikçi, siyasal İslamcı, liberal, FETÖ, Cemaat, PKK ve diğerleri… Hepsi birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletini tasfiye etmek için birleşmiştir.
Yeni Osmanlıcılık yapanlar, Osmanlı’nın hangi süreçleri yaşadığını yeterince okudu mu? Örneğin; ABD’nin 1896 tarihli “Türkiye Birleşik Devletleri” planında ne Türk vardır, ne Kürt. Amaç; Irak ve Suriye’de olduğu gibi, Türkiye’yi parçalamak, Kürtleri kullanarak İsrail’e peşkeş çekmektir.
Bulunduğumuz coğrafya, denge siyaseti gerektiriyor. Türk milletinin; dünyadaki birçok devlet ve milletin karmaşa, savaş ve kültürel etkileşim deneyimlerini çok iyi okuması gerekir. Bilmeyenlerin yönettiği bir toplum, kulluk, kölelik, manda ilişkisine dönüş riski taşır. Bu durum, varlığımızı, bekamızı ve geleceğimizi tehdit eder." Dedi.