Erken Menopoz Döneminde Osteoporoz Riski Artabilir!
Batıgöz Balçova Cerrahi Tıp Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yusuf Yaşar Yıldırım, kadınların 40 yaşından önce menopoza girmesi durumunda kemik sağlığının alarm vermeye başladığını belirtiyor. Hormonal döngünün erken kesilmesi, kemik yoğunluğunun kaybını hızlandırarak kişiyi genç yaşta osteoporoz tehdidiyle karşı karşıya bırakabiliyor.
Östrojen Eksikliği, Kemik Yıkımını Hızlandırır
Menopoz döneminde azalan östrojen seviyesi kemik yapımını azaltırken yıkımı artırır. Özellikle 40 yaş öncesinde menopoz yaşayan kadınlarda kemik kaybı çok daha erken dönemde ortaya çıkabilir.
Op. Dr. Yusuf Yaşar Yıldırım,
"Vücuttaki her hücre gibi kemiklerimiz de sürekli olarak yenilenme halindedir. Östrojen hormonu, kemik yapımını ve kemik yıkımını dengeleyen önemli bir regülatördür. Erken menopoza giren kadınlarda bu denge, kemik yıkımı lehine bozulur. Vücut yeni kemik üretemezken, mevcut kemik hızla erimeye başlar. Bu da genç bir kişinin dahi yüksek kırık riski altında olmasına neden olur."
Düzenli Kontroller Aksatılmamalı
Osteoporoz, sessiz hırsız olarak bilinir; kemik kırığı oluşana kadar hiçbir belirti vermeyebilir. Bu nedenle erken menopoza giren her kadının aktif olarak sağlık tarama testleri yaptırması gerekir.
Kemik Yoğunluğu Ölçümü (DEXA): Tanı ve takipte standarttır. Erken menopoz dönemindeki kadınlar, alanında uzman bir hekim yönlendirmesiyle düzenli olarak bu testi yaptırmalıdır.
Kan Tahlilleri: Kalsiyum, D Vitamini ve kemik metabolizmasını gösteren bazı biyokimyasal testler ile kişinin durumu detaylı bir şekilde değerlendirilir.
Risk Analizi: Ailede kalça kırığı öyküsü, sigara kullanımı, sedanter yaşam tarzı gibi ek risk faktörlerinin belirlenmesi tedavi stratejisini etkileyebilir.
Kemik Sağlığını Korumak İçin Basit Önlemler Alınabilir
Osteoporoz, yalnızca ilaçla değil, günlük yaşam düzenlemeleriyle de önlenebilir bir hastalıktır. Kadınların kemik sağlığını korumak için erken dönemde bilinçli adımlar atmaları gerekir.
Dengeli Beslenme
Kalsiyum, kemik dokusunun ana yapı taşlarından biridir. Süt, yoğurt, peynir, badem, brokoli, ıspanak gibi kalsiyumdan zengin gıdaların düzenli tüketilmesi önerilir. Aynı zamanda magnezyum ve fosfor açısından dengeli bir beslenme, kalsiyumun kemik dokusunda daha etkin kullanılmasını sağlayabilir.
D Vitamini Desteği
Vücudun kalsiyumu emebilmesi için D vitaminine ihtiyacı vardır. Güneş ışığı bu ihtiyacın doğal kaynağıdır. Günlük 15–20 dakikalık güneşlenme, özellikle sabah saatlerinde etkili olur. Güneşten yeterince yararlanamayan kişilerde hekim önerisiyle D vitamini takviyesi gerekebilir.
Düzenli Egzersiz
Ağırlık taşıyıcı ve direnç egzersizleri kemik yapımını uyarır, kas gücünü artırarak düşme riskini azaltır. Haftada en az üç gün, 30–40 dakikalık tempolu yürüyüşler önerilir.
Zararlı Alışkanlıklardan Uzak Durmak
Sigara, kemik hücrelerinin yenilenmesini yavaşlatır ve kalsiyum emilimini bozabilir. Alkol tüketimi de kemik yoğunluğunu azaltan önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle her iki alışkanlıktan da tamamen uzak durmak gerekir.
Tıbbi Destek ve Takip
Kemik yoğunluğu ölçümleri menopoz öncesinde ve sonrasında düzenli aralıklarla yapılmalıdır. Gerekli durumlarda hekim kontrolünde kalsiyum, D vitamini veya hormon tedavisi planlanabilir. İlaç tedavileri, kırık riskini azaltmak ve kemik yapımını desteklemek açısından önemli bir koruyucu stratejidir.
Op. Dr. Yusuf Yaşar Yıldırım,
"Erken menopoz tanısı alan kadınlar paniğe kapılmamalıdır, ancak durumu ciddiye alıp harekete geçmelidir. Unutmayın ki, kemik sağlığı bir maratondur. Ne kadar erken harekete geçersek, ileri yaşlarda karşılaşacağımız kırık ve buna bağlı sakatlık riskini o kadar düşürürüz.
Düzenli hekim takibi, kişiye özel doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kemiklerinizi sağlıklı bir şekilde korumak mümkündür."